HACI OSMAN ERİLLİ TÜRKİYE İÇİN BİR DEĞERDİ

HACI OSMAN ERİLLİ TÜRKİYE İÇİN BİR DEĞERDİ

HACI OSMAN ERİLLİ TÜRKİYE ve ALUCRA İÇİN BİR DEĞERDİ

13 Åžubat 2021 tarihinde vefat eden asırlık gönül insanı ilim irfan sahibi Hacı Osman Erilli Hoca geride binlerce gözü yaÅŸlı öğrencileri ile  sevenlerini bıraktı. Tarihe önderlik yapmış din adamı gönül insanı Alucralı Hacı Osman Erilli KasımpaÅŸa Kulaksız mezarlığına defnedildi..

 

İsmi Okulda Yaşatılacak

Müslüman Türk toplumunun çocuklarının imanlı, ihlaslı ve vatan millet sevgisi ile büyümesi için gecesini gündüzüne katan Alucralı Hacı Osman Erilli’nin ismi yine kendisinin yaptırdığı okula verildi.

Daha önce Alucra Anadolu İmam Hatip Lisesi olan okulun İsmi 04.03.2016 tarihi itibariyle CumhurbaÅŸkanımız Recep Tayyib ErdoÄŸan’ın talimatıyla Hacı Osman Erilli Anadolu İmam Hatip Lisesi olarak deÄŸiÅŸtirildi. Yapılan isim deÄŸiÅŸikliÄŸine yöre halkının yanı sıra bu okuldan mezun olan ve eÄŸitimine devam eden öğrenciler de çok sevindi.

                                                              İsmiyle BütünleÅŸti

Yıllarca kendi öz çocuklarından çok Alucra İmam Hatip Lisesi’nde yatılı okuyan öğrencilerle vakit geçiren, onların her derdine derman olmaya çalışan Osman Erilli ilerlemiÅŸ yaşına raÄŸmen (98) hangi cemiyette bir İmam Hatip okulU muhabbeti geçse tüm dikkatini ona verir. Hele mevzu Alucra İmam Hatip Okulu ise Hacı Osman Erilli pürdikkat dinler yapacağı bir ÅŸeyler varsa elinden gelen çabayı gösterir. OÄŸullarına ve yakın dostlarına ise sık sık İmam Hatip Lisesi’ne sahip çıkmalarını tembihlerdi.

Hacı Osman Erilli Kimdir?

Osman Erilli, 15 AÄŸustosta 1923 Giresun’un Alucra İlçesinin Babapınar köyünde dünyaya geldi. Babası Ahmet Onbaşı, Annesi Fatma Hanım’dır. Babası Ahmet Onbaşı, Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiÄŸi erenlerden Sarı Dede’nin soyundan gelmektedir (Sarı Dede’nin türbesi köyün doÄŸu giriÅŸindedir.) Çocukluk döneminde köyde ilkokul yoktur. Köyün hocası Ömer Hocadan gizlice hem Kuran’ı hem de yeni Türkçeyi öğrenmiÅŸtir. Daha sonraları Zil köyünde Abdurrahman Hoca’dan, Allu köyünde İbrahim Hoca’dan, Armutlu köyünde Ezher mezunu Recep Hoca’dan ve onun talebesi, Yanos köyünden Abbas Hoca’dan kıraat, tecvid, talim ve ilmihal dersleri almıştır. Ayrıca babası ve kardeÅŸleriyle çobanlık yapmıştır. Abbas Hoca’nın icazeti, Ömer Hoca’nın oluruyla 14-15 yaÅŸlarında müezzinlik yapmaya, hoca olmadığı zamanlarda ise imamlık yapmaya baÅŸlamıştır. Daha sonraları da Alucra Müftüsü Osman Çelik Efendi ve İmam Hafız Ahmet PaçaoÄŸlu’nun sohbetlerine Ömer Hoca ile iÅŸtirak etmeye baÅŸlar.

Okumasıyla dikkati çekince Merkez Ulu Cami’de müezzinlik yapmaya ve aşır okumaya baÅŸlar.        

  1939 Erzincan depreminden sonra fakirlik daha da artar. Abisiyle ve zaman zaman da amcalarıyla hızar biçmek için çevre ilçelere gider. GittiÄŸi köylerde imamlık, müezzinlik görevlerini de ifa eder. 18 yaşında ilk defa duyduÄŸu ve görmediÄŸi uçsuz bucaksız deryayı yani Karadeniz’i görür. Yolculuklarını tamamen yaya ve ayaklarında çarık ya da kara lastikle yapar. Aralık 1942’de anne ve babasının arzusuyla askerliÄŸi yapmadan evlenmem düşüncesine raÄŸmen, babasının amcasının oÄŸlu Osman Onbaşı’nın (7 yıl Yemen’de savaÅŸmış ve Ermeni Rum çetelerine karşı Alucra’da mücadele vermiÅŸ.) kızı Hamide Hanım ile evlenir.

1943 Mart ayının sonunda Jandarma olarak askere gider. Elazığ Hozat’ta 6 ay acemi eÄŸitimi yaptıktan sonra Tunceli Ovacık ilçesine dağıtım olur. 6 ay gördüğü kurstan sonra 18 kiÅŸiden ilk altıya girerek Sıhhiye Onbaşısı olur ve birliÄŸine döner. 20 Ocak 1947’de terhis olur.

Kendisine Verilen Kadroyu Hocasına Uygun Görür

Terhis olduktan sonra iÅŸ güç yok. Baba hasta ve fakirlik diz boyu. Bir gün Belediye BaÅŸkanı Lütfü Akmen, Alucra Müftüsü Osman Çelik, İmam Ahmet PaçaoÄŸlu ve BaÅŸ Katip Hasan Efendi bir araya gelerek Osman Hocayı müezzinlik kadrosuna alma kararı verirler. Osman Hoca’ya teklif ederler. O da bu göreve Abbas Hocam daha layıktır diyerek, teklifi Yanos(subaşı) köyündeki  Abbas Hocasına götürür. O da sevinçle kabul eder. Teklif edenler hayret içerisinde kalır. Abbas Hoca göreve atanır, Osman Hoca’da iÅŸsiz kalır.  

1949 yılına kadar köylerde imamlık yapar talebelere Kuran okutur. 1949 Mart ayında babası vefat edince hayatını idame ettirmek ve özellikle de kıraat ve talim okumak için İstanbul’a gitmeye karar verir. 10 Günlük bir kamyon yolculuÄŸu ile İstanbul’a gelir. Ekim 1949’da sıkıntılı bir dönem geçirdikten sonra, 1950’de tahmil-tahliye işçisi olarak denizcilik iÅŸletmelerine girer. Eylül 1954’de hanımı ve çocuklarını da İstanbul’a getirir. İstanbul’da bir müddet Beykoz’da Medineli Hacı Osman Akfırat Efendi’nin derslerine devam eder.

Daha sonra KasımpaÅŸa’da Camii-Kebir’de meÅŸhur Gelibolulu Mehmet Karaca Hoca’dan 3 yıl talim ve tecvid dersleri alır. Ayrıca İbrahim Subaşı Hoca’dan Mehmet FakioÄŸlu Hoca’dan ders alır. Ömer Nasuhi Bilmen, Abdurhmen Åžeref Güzelyazıcı ve Necip Fazıl Kısakürek’in sohbetlerine ve konferanslarına hiç kaçırmadan katılır.

Hayır İşleri İçin Koşturur

1960 ihtilalinde Alibeyköy Güzeltepe Camii’nin yapılmasına öncülük eder. 1967 de yıkılıp yapılmaya baÅŸlanan Alucra Ulu Caminin yapımında büyük katkılar saÄŸlar.

1989 Hicret Camii ve Hicret Kız Kur’an Kursunu dernek arkadaÅŸlarıyla yaptırır. Konak Camii, Mücahitler Camii ve AkÅŸemseddin Camiine büyük katkılar saÄŸlar.

14 Haziran 1964’de Alucra ve havalisi Kur’an Kursları genel merkezi adı altında bir dernek kurar. “RaÅŸit TaÅŸbaşı, Mevlüt Erilli, Sayit Bayır, Osman Gülal, İbrahim Bacacı, Mustafa Nefes, Kemal Tosun, Avukat Vehbi Kılıçkaya, Celal BayıroÄŸlu, Hüsrev Kara.”

Bu dernek, 1970’de Alucra İmam Hatip Lisesi Yaptırma ve YaÅŸatma DerneÄŸine dönüştürülür. “RaÅŸit TaÅŸbaÅŸ, Sayit Bayır, “Hasan DanalıoÄŸlu, Ahmet Arpacı, Hüsrev Kara, Vehbi Kılıçkaya, Ali Yöre, Mehmet Söylemez, İhsan TekoÄŸlu.”  

Alucra Lisesi Kadrosunu da Osman Hoca Alır

1974’de MSP-CHP koalisyonu döneminde Alucra İmam Hatip Lisesi kadrosu için gittiÄŸi Milli EÄŸitim Bakanlığı’ndan Alucra lise kadrosunu alır.

Ve 1974-1975 ders yılında Alucra Lisesi EÄŸitim Öğretim hayatına baÅŸlar. 1 yıl sonrada 1975-1976 ders yılında Alucra İmam Hatip Lisesi EÄŸitim ve Öğretime baÅŸlar. 200 öğrenci yatılı sayısını daha sonra devlet yatılısı yaparak 200+150=350’ye çıkarır.

1977’de emekli olan Osman Hoca kendisine yapılan bütün iÅŸ tekliflerini geri çevirerek, “Ben artık kendimi İmam Hatip Okuluna ve talebelerine adadım. Benim dünyadan herhangi bir beklentim yok. Çocuklarımın durumu ve iÅŸleri iyi.” diyerek gerçekten kendini Alucra İmam Hatip Lisesi’ne hasreder.

Zamanının hemen hemen tamamını Alucra- Giresun, Ordu, Samsun ve Ankara arasında yardım toplama ya da dernek çalışmalarıyla geçirir. En büyük özelliği de bu seyahatlerde bütün masrafları cebinden karşılamasıdır.

1992’de kız İmam Hatip Lisesi çalışmalarına baÅŸlar. 1997’de bitirilecek okulu 28 Åžubat kararlarından sonra bitirmez. Åžayet bitmiÅŸ olsaydı da o süreçte binaya el konulabilirdi. Türkiye’nin birçok yerinde talebesizlik yüzünden İmam Hatip Lisesi okulları kapatılırken Osman Hoca, Okul Müdürü Bayram Kundak ile köy köy dolaşıp öğrenci kaydederek okulun kapanmasını önlemiÅŸlerdir. Daha sonraki yıllarda da okula desteÄŸi devam etmiÅŸtir. Okul mezunlarından Üniversite’ye giren talebelere de burs vermeye devam etmiÅŸtir.

Osman Hoca’nın (98) 3 oÄŸlu, 1 kızı 24 torunu vardır. Özellikle çocuklarına, torunlarına yanına her uÄŸrayana ve yakınlarına Alucra İmam Hatip Lisesi’ne yardım etmelerini ve gözetmelerini söylemektedir. 98 yaşına kadar vasiyeti, Ankara ve doÄŸusunda vefat edersem Alucra’ya, Ankara’nın batısında vefat edersem İstanbul’daki aile mezarlığına defnedilmekti. Ancak Osman Hoca son bir aya kadar, “Türkiye’de nerede vefat edersem edeyim beni Alucra’ya annenizin yanına defnedin.” diyordu. Sebebini de şöyle açıklıyor, “Alucra’da defnedilirsem çocuklarım, torunlarım mecburen Alucra’ya gelirler. İmam Hatip Lisesi ve talebelerini unutmazlar.

” Ancak Vefatından bir ay önce OÄŸlu Ahmet in  sorusu üzerine de “

Åžartlara göre aranızda istiÅŸare ederek kararı siz verirsiniz.” DediÄŸi için kardeÅŸler istiÅŸare ederek Pandemi  ve kış ÅŸartlarını da düşünerek KasımpaÅŸa -Kulaksızdaki aile mezarlığına defnedilir. 

Ruhu Şad, Mekanı Cennet olsun.

Şebinkarahisar ajans: Gülsen Akyol Mutlu

 

Şebinkarahisarlı Bölük ve Turpçu Aileleri Taziye Mesajı Yayınladı
Gülsen Akyol Mutlu yazıları ile yakında burada..

0 Yorum

Yorum

e-Mail adresiniz yayınlanmayacaktır. Lütfen * işaretli alanları doldurunuz.

*